Bir varmış bir yokmuş, derin bir ormanda sağlam bir kayın ağacı ve güzel bir çiçek yan yana yaşarmış. Her gün bir çiçeğe bakarak, kayın ağacı kendini güçlü ve büyük hissedermiş. Çiçek, ne kadar küçük olduğunun farkında olsa da boyutunun önemli olmadığını anlamış.
Kayın ağacı bir gün kendini beğenmiş bir şekilde çiçeğe dönüp:
Küçüksün, çiçek. Bu ormanın en büyük ve en güçlü ağacına ben sahibim. Çok fazla işe yararım. Beni ev yapmak, mobilyalar yapmak ve gemiler yapmak için kullanırlar. Kibirle, “Senin gibi küçük bir çiçekle boy ölçüşebilir misin? Ne işe yararsın ki?” dedi.
Çiçek sakin bir şekilde yanıt verdi:
Kavak ağacı için boyut önemli değil. Her canlı doğanın bir parçasıdır ve her birimizin ayrı bir değeri vardır. Ben de küçük olabilirim ama kokum ve güzelliğim ormanı süsler. Arılar her zaman benimle gelir ve nektarımı toplarlar. Böylece çiçekler arasında dolaşarak polen taşırlar ve böylece bitki büyümesini desteklerler.”
Kavak ağacı, yine de küçümseyerek:
“Bu güzellik ve kokun ne işe yaramaz?” demiş.
Çiçek sakinliğini koruyarak yanıtladı:
Her şeyin kavak ağacı gibi bir amacı vardır. Koku ve güzellik de insanların ve doğanın ruhunu besler. Her canlı farklı bir şekilde katkıda bulunur. Senin büyüklüğün kerestenin yapımına yardımcı olabilir, ama benim küçüklüğüm de doğanın güzelliğini güzelleştirmek içindir. Ne kadar büyük veya küçük olduğumuza bakılmaksızın, birbirimize saygı duymalıyız.”
Kavak ağacı, çiçeğin sözlerini düşündü. Daha sonra özür diledikten sonra:
Çiçek, doğru olduğunu anladım. Her canlının kendine özgü bir değeri vardır, ne kadar büyük olursa olsun. “Lütfen beni affet.”
Daha sonra çiçek gülümseyerek:
Tabii ki özür dilerim. Her insan hata yapabilir. “Önemli olan hatalarımızdan ders çıkarmak.”
Bu olaydan sonra çiçek ve kavak ağacı birbirleriyle iyi arkadaş oldular. Birbirlerinin ne kadar önemli olduğunu anladılar ve birlikte ormanın güzelliklerinin tadını çıkardılar.
0 Yorum Yapıldı